11 Ekim 2016 Salı

CİLT BAKIMI SERİSİ #1 Cilt Tipleri




Bu yazımda sizlerle cilt tiplerini ve kısaca bu cilt tiplerine uygun yapılması gereken cilt bakımını paylaşacağım. Bu yazı cilt serimizin ilk yazısı olacak umarım okurken keyif alırsınız ve bilgilendirici olur.

Cildimiz sebum üretimi ve gözenek oranlarına göre değişik cilt tiplerine ayrılır. Cilt tipimizi bilmek yapacağımız bakımın ilk adımıdır.  Cilt tipimizi bilmeden yaptığımız bakım cildinize faydadan çok zarar verir.  Cildimi temizleyeyim derken onu incitmemize sebep olabilir.  Bu nedenle cilt tipimizi iyi bilmeli ve buna uygun bakım yapmalıyız.  Cilt tipini öğrenmenin çeşitli yöntemleri vardır.  Bunlardan en basiti cildi gözlemlemektir.  Cilt tiplerinin özelliklerini bilerek kendi cildimizin nasıl bir cilt tipinde olduğunu gözlemleyerek bulabiliriz.  Başka bir yöntem de cildi temizleyip kuruladıktan sonra parmaklarla dokunarak cildi hissetmektir. Parmağınızla dokunduğunuzda eğer yağlı bir his kalıyorsa bu cildinizin yağlı olduğunu, yağlı bir his kalmıyorsa normal olduğunu ve ya gerginlik hissettiriyorsa bu cildinizin kuru olduğunu işaret eder.
Cilt tipimizi öğrendikten sonra sıra cilt tipimizi tanımaya ve ona uygun bakım yapmaya geldi. Uzmanlara göre cilt tipleri 5’e ayrılır. Bunlar kuru, yağlı, karma, normal ve hassas ciltler. Bunların yanında bazı kaynaklar sivilceli cildi de bir cilt tipi olarak saymaktadır.

Şimdi kısa kısa cilt tiplerinden bahsedeceğim.

Kuru ciltler: Bu cilt tipi kuru, gergin ve pul pul dökülmeye yatkın bir cilt tipidir. Temizleme sonrası gerginlik hissettirir ve iyi nemlendirilmeye ihtiyacı vardır. Kuru ciltler için genellikle E vitamini barındıran ürünler önerilir. Bu cilt tipine erken yaşlardan itibaren doğru bakım yapılması önemlidir aksi takdirde ileriki yaşlarda kırışıklıklar oluşur. Bu nedenle kuru ciltler her zaman nemlendirici ve besleyici ürünlerle desteklenmelidir.

Yağlı ciltler: Yağlı ciltler her daim yağlı ve parlak görünür. Sivilce oluşumuna oldukça meyilli bir cilt tipidir. Ama kesinlikle tamamen kurutana kadar temizlemek gerekir. Çünkü ciltteki sebum (yağ bezlerinin meydana getirdiği salgı) cildimizi dış etkenlerden koruyan bir maddedir ve cilt tamamen kurutulmamalıdır. Yağlı cilt kurutulduğunda kendini korumak için daha fazla yağ üretmeye başlayacaktır. Bu nedenle her bakım sonrası cilt su bazlı, yağ içeriği olmayan ama cildi güzelce besleyen bir nemlendirici ile nemlendirilmelidir. Bu cilt tipinde temizlik için arındırıcı ürünler kullanılmalıdır. Kil içeren ürünler de sıkça tavsiye edilir.

Normal cilt: Bakımı en kolay olan cilt tipidir. Ne gerilecek kadar kuru ne de aşırı yağlıdır. Bu cilt tipi esnek, canlı ve elastik bir yapıya sahiptir. Az bir bakımla bile ileriki yaşlarda parlaklığını ve esnekliğini koruyabilen bir cilt tipidir.
Karma cilt: En yaygın görülen cilt tipidir. Bu cilt tipinde alın burun ve çeneyi kapsayan “T” bölgesi yağlı yanaklar kurudur. T bölgesine uygun olarak kullanılan ürünler yanaklarda kuruluk ve kaşıntı gibi sorunlar çıkarabilir. En uygun bakım ise bölgesel bakımdır. Yani yanaklara ayrı ürün T bölgesine ayrı ürün kullanmak gerekir.

Hassas ciltler: Genelde kuru ve gergin hissettiren bir cilt tipidir. Kaşıntı ve yanmalar görülür ve yer yer kızarıklıklar ve pul pul dökülme rastlanır. Bu cilt tipine hafif yapıdaki ürünler kullanmak gerekmektedir.

Sivilceli cilt: Sivilceli cilt ergenlikte birçok kişide görülür ancak bazı ciltler ileriki yaşlarda da bu sivilcelilik durumunu sürdürmektedir. Bu ciltlerde bir dermatoloğa görünmek en doğrusudur. Ancak dikkat etmeniz gereken çok önemli bir nokta vardır o da bu cilt tipine peeling uygulamamak. Çünkü peeling taneli yapısı sebebiyle sivilceleri tahriş ederek cilde daha çok yayılmasına neden olabilir.
Genel olarak cilt tiplerinin özellikleri bu şekilde. Ancak hangi cilt tipine sahip olursanız olun dikkat etmeniz gereken konu bu cilt sizin hayatla olan ara yüzünüz ve hayatınızın her yaşında sizinle olacak. Bir elbise gibi eskidiğinde atıp yenisini alamazsınız bu sebeple ona iyi bakmak, onu korumak zorundasınız.  

Cilt serimizin ilk yazısı bu şekildeydi, bundan sonra haftalık olarak ciltle ilgili çeşitli konulara değineceğim cilt konulu yazılar paylaşacağım. Sizin de özellikle merak ettiğiniz konular varsa lütfen yorum olarak bırakın bir sonraki yazımda görüşmek üzere, okuduğunuz için teşekkür ederim :)

2 Ekim 2016 Pazar

90'ları Günümüze Getirmek

90’lar sosyal ve gündelik yaşam anlamında günümüzü en çok etkileyen on yıl olmuştur.  Bu dönemde Türkiye’de özel televizyonlar hayatımıza girmiştir. Popüler kültürün Türkiye’de başlamasında bu özel televizyonların büyük etkileri vardır. Bu dönem fedakârlığın hazza dönüştüğü, hazzın ise edinilen değil satın alınan ve tüketilen bir şey olarak kabul edildiği bir dönemdir. Tüketim toplumu haline gelinen bu dönemde moda ve güzellik anlayışı da hızla değişiyor ve sürekli yeni akımların etkisine giriyordu. Bu yazımda 90’ların moda ve güzellik akımlarını ele alacağım ve günümüzdeki yansımalarını anlatacağım, iyi okumalar :)
Bu dönemin olmazsa olmaz makyaj akımları:
  •           90’lar makyajı çok keskin hatlara sahipti ve zıtlık söz konusuydu, dudaklara koyu renk ruj sürünce gözlere mutlaka açık renk far sürülürdü, eğer dudaklara açık renkte ruj sürüldüyse gözlere tabi ki koyu renk far uygulanırdı.  
  •           Açık renk ruj ile mutlaka kahverengi bir dudak kalemi kullanılır dudağın etrafı çerçevelenirdi. Sanırım dudakları çerçevelemek 90’larda en olmazsa olmaz makyaj akımıydı.
  •           Farlar kahverengi gibi doğal tonlarda seçilirdi ve kaşlar bir yay gibi incecik ve kavisliydi.
  •           Ten rengine uygun mat fondöten kullanılırdı ve allık olarak da ya kahve tonları seçilir ya da direkt olarak bronzer uygulanırdı.
  •           Kabarık kıvırcık saçlar ya da dümdüz kısacık saçlar kullanılırdı. Saçlarda en önemli akım ise saça tost yapılmasıydı. Günümüzde toni&guy’ın sea salt isimli ürünü sayesinde o dağınık saçlara yeniden dönüş yapıldı diyebiliriz.

90’ların güzellik akımları bu şekildeydi peki ya 90’larda moda nasıldı?

Choker
×          90’larda modayı birçok akım etkilemekteydi bu akımlardan en çok bilineni dağınık ve özensiz fakat bu dağınıklıkla şık görünen grunge akımıydı. Bu akım hakkında özellikle bir yazı yazacağım ama genel olarak 90’larda sıkça görülen oduncu gömlek, motorcu ceketi ve botları, dağınık saçlar, bandana gibi ayrıntıların hepsi bu akımın etkisi ile oluşmuştu. Bunun dışında kat kat etekler tığ işi bustiyerler, yırtık yüksek bel kotlar ve crop toplar 90’larda çok fazla yer tutmaktaydı. Günümüzde sıkça crop top ve yüksek bel kombinleri görmekteyiz. Bunların hepsini günümüzde bolca görmemizin 90’ların yakın bir on yıl olmasından kaynaklanıyor olsa gerek. Gün geçtikçe moda anlayışı ve moda olan şeyler değişiyor ancak bazı şeyler var ki tekrar tekrar döneminin mezarından çıkarılıp yeniden şimdiye uyarlanıyor ve moda yapılıyor. 90’larda kullanılan yüksek bel momjeanleri son bir yıldır bütün mağazaların vitrinlerinde görmek mümkün. Choker’lar da 90’lardan günümüze taşınan ürünlerden biri ve evet o da son bir yıldır herkesin boynunda gördüğümüz aksesuarlardan.                
           90’lar moda ve güzellik hakkındaki değerlendirmelerim ve bir şeylerin moda yapılması konusunda fikirlerim bu şekildeydi, umarım bilgilendirici olmuştur. Okuduğunuz için teşekkür ederim yorum yapmayı lütfen unutmayın :)